Dave, Samara’nın ölümünün ardından kaybının ağırlığı altında ezilir ve her geçen gün kendini daha fazla suçlamaya başlar. Birkaç ay süren kargaşanın ardından ailesine ait terk edilmiş bir çiftlik evine taşınmaya karar verir. Bu huzurlu ama hüzünlü yer, Dave’in çocukluk anılarını canlandırıyor ve ona geçmişiyle hesaplaşması için bir şans veriyor. Çiftliğe vardığında orada yaşayan kuzeni Gareth ile tanışır. Gareth ona çiftlikteki tuhaf bir kuyudan bahseder. Yıllarca kimse bu kuyunun derinliğini ölçemedi. Dave ve Gareth kuyuyu araştırmaya başladıklarında sadece fiziksel derinlikle değil aynı zamanda doğaüstü bir varlığın izleriyle de karşılaşırlar.