Bilinci yerinde olmayan bir grup genç, tenha bir göletin derinliklerinde gizlenen aç bir boğa köpekbalığıyla karşılaşır ve korkunç bir mücadeleye girişir. Uzak bir bölgenin sessiz ortamı, artık avcı ve avın ilkel içgüdülerinin ön plana çıktığı tehlikeli bir arenaya dönüştü. Acil bir tehlikeyle karşı karşıya olan gençler için bulanık sular, kendi hayatlarındaki belirsizliğin bir metaforu haline geliyor. Grubun her üyesi yalnızca köpekbalığıyla değil, aynı zamanda kendi korkularının, ilişkilerinin ve kişisel zorluklarının daha derin akıntılarıyla da mücadele etmelidir. Bir zamanlar eğlence ve kaçış yeri olan gölet, artık karakterlerin zayıf yönleriyle ve içlerindeki şeytanlarla yüzleşmeleri gereken mecazi bir yuvaya dönüşüyor.