1940 yılının karanlık bir Eylül gecesinde Luftwaffe uçakları Londra üzerinde göründüğünde, şehrin altındaki sığınaklar yaşamla ölüm arasındaki çizgideydi. Her kesimden insan istasyonun hava saldırısı sığınağı altında toplanarak patlamaların kulakları sağır eden uğultusunu dinliyor ve deneyimlerini paylaşarak korkularını gidermeye çalışıyor. Emekli öğretmen Arthur, savaşın torunları için sonbahar fırtınası gibi geçici bir kabus olduğunu söylerken, hamile hemşire Evelyn ise doğmamış bebeğinin geleceğinin hayalini kuruyordu. Genç Danny sessizce yanındaki köşede oturuyor, babasının savaşta öldüğü haberiyle boğuşuyordu.