Elara, fırtınanın ortasında, modernitenin sunduğu her şeyden uzak ıssız bir adada, gök gürültülü bir gecede, bir deniz fenerine sığınır. Colvin, deniz fenerinin bekçisi olan sert görünüşlü, asi bir adamdı. İlk bakışta Elara’nın modern kıyafetleri ve teknolojik cihazları Colvin’in ilkel yaşam tarzıyla çelişiyordu. Ancak fırtına boyunca birlikte geçirdikleri birkaç saatte, kendi dünyalarının acılarını ve hayal kırıklıklarını paylaştılar. Colvin, Elara’nın modern dünyanın kargaşasından kaçtığını fark eder ve Elara, Colvin’in özgürlüğe olan derin özlemini keşfeder.