1937’de Marie adında genç bir Haitili kadın, Dominik Cumhuriyeti ile Haiti arasındaki değişken sınırda kendini zor bir durumda buldu. O kadar zayıf bir durumdaydı ki ilk çocuğunu doğurdu; çok geçmeden bunu takip edecek değerli bir hayat vardı. Bu yürek parçalayıcı hikayenin karanlık arka planı, yakın zamanda cenazesi düzenlenen Marie’nin annesinin yakın zamanda kaybedilmesiyle başladı. Kader dolu bir gecede, karanlığın örtüsü altında Marie, çevredeki vahşi doğanın sessizliğini yırtan uzaktan gelen çığlıkların sesine uyandı. Dominik topraklarında bulunan tüm Haitililerin “soykırım” olarak bilinen acımasız bir operasyonla idam edilmesi emrinin çıkarıldığını öğrendiğinde, kalbi korkunç bir gerçekle sarsıldı.