Film, 1942 yazında Stalingrad yakınlarında, hikayenin kaderini belirleyen savaşın gölgesinde geçen hikayeyi anlatıyor. Henüz savaşın gerçek doğasını bilmeyen genç çavuş Lyubomir Zuk, kendisini bir savaşın ortasında bulur. Kız arkadaşına veda etmek için ön cephedeki birliğinden ayrılan Lyubomir, kendisine sadece üç saat uzaklıkta olmasına rağmen askeri yasalara göre mülteci sayılıyor. Askeri kanuna göre Lyubomir, yalnızca üç saatlik ayrılığın ardından ölüm cezasına çarptırılabilir. Cezası çok ağırdır ve bunu herkes biliyor. Lyubomir’in kaderi savaşın vahşeti ve askeri makinelerin vahşeti ile ilgisiz değil. Ama belki bu ceza bir af kararıyla azaltılabilir? Filmde savaşın insanlar üzerindeki etkileri ve savaşın ortasında bile insani değerleri yaşatma çabası anlatılıyor.