Gerda ve Christopher, evlilik yıldönümlerini kutlamak için tekrar Roma’ya gider. Gerda bir zamanlar orada hevesli bir sanat öğrencisiydi. Gerda, Gerda’nın eski öğretmeni ve sevgilisi Johannes ile tanışınca geçmiş yaşamını hatırlamaya başlar. Bu sırada Christopher bu sürecin arka planında kalır ve Gerda, uçsuz bucaksız şehirde kayıp gençliğini arayarak Roma sokaklarında dolaşmaya başlar. Bu yolculuk, Gerda’nın geçmişteki tutkularını ve hayallerini yeniden alevlendirmesiyle sonuçlanırken, aynı zamanda Christopher’ın kendi içsel sorularını ve ilişkilerini değerlendirmesi için de bir fırsattır. Roma’nın büyülü atmosferi Gerda’nın eski anılarını canlandırır ve ona gençliğinin neşesini yeniden hissettirir.