Ben Mears, çocukluğuna ait korkunç anılarla dolu bir kasaba olan Jerusalem’s Lot’a geri döner. Amacı, yıllar önce başına korkunç bir olayın geldiği, şehrin eteklerinde saklı bir ev olan Marsten Evi hakkında bir kitap yazmaktır. Ancak bu küçük kasabaya iner inmez Ben, Marsten ailesine köklü bir kötülüğün geri döndüğünü fark eder. Kasabada giderek daha fazla insan vampire dönüştükçe Ben, bu korkunç lanetin peşine düşmeye devam ediyor. Yaşadığı korkunç olaylara rağmen Jerusalem’s Lot’u ölümsüzlerin pençesinden kurtarmaya ve kendi geçmişinin dehşetini ortadan kaldırmaya yemin eder. Şehri koruma mücadelesi onu karanlık bir savaşın içine çeker.