Küçük bir kasabanın sakinleri, cennetin gazabını taşıyan bir kasırganın içinde Tanrı’yı gördüklerine inanmaya başlarlar. Bu kişi şehrin günlük yaşamının bir parçası, belki de gri sıradanlığın içinde kaybolmuş. Kasırga geçtikten sonra bu kişi kasabanın dikkatini çeker ve kısa sürede dini bir figür haline gelir. İnsanlar onu dinlemek ve Tanrı’nın mesajını anlamak için sıraya giriyorlar. Ancak bu deneyim toplumda sürtüşmelere de yol açmaktadır. Bazıları bunun sadece doğal bir olay olduğunu savunurken, bazıları da Tanrı’nın varlığını ve iletişimini kabul ediyor.