Monica, kırsal kesimdeki yoksulluk içinde, kızına bakmakta zorlanan bekar bir anne olur. Yorulmak bilmez çabalarına rağmen içinde bulunduğu koşullar nedeniyle kendini kapana kısılmış, bir mücadele ve yoksunluk döngüsüne hapsolmuş hissediyor. Zamanla bu hapsolmuşluktan duyduğu rahatsızlık belirginleşir ve kaçma arzusu büyür. Ancak çevresinden kaçmaya çalışırken, korkunç bir tehdit giderek yaklaşıyor, umutlarına gölge düşürüyor, korku ve şüphe duygularını körüklüyor. Monica’nın umutsuzluğu her geçen gün artıyor, etrafındakilere olan güveni sarsılıyor ve kendisi ve kızı için daha iyi bir yaşam ararken kaygısı da artıyor.